her gün büyümeye kocaman adam olma yolunda hızla devam ediyorum,Nilüfer ve Mert Yürükler çiftinin mavi gözlü sarı saçlı biricik paşasıyım dünyaya gözlerimi 2008 yılının nisan ayının 20. gününde sabaha karşı 07.45'de açtım, ogün bugündürde dünyaya birşeyler eklemek için çabalıyorum, doğuştan Galatasaray'lı ve tam anlamıyla bir ATATÜRK'çüyüm..
20.04.2008
günlerden pazar..
gece saat 01.30 sularında annemizin başlayan sancılarının ardından babası annesini hastaneye götürmeye çalışır ama nafile..
annesinin tüm ısrarlarına rağmen bir nefeste soluğu hastanede alırız..
artık annemizde yavaş yavaş doğumun başladığına inanmaktadır..
babası annesinin elinden tutmuş sancılarını azaltmaya çalışmakta..
Aslan oğlumuz paşamız doruk efe o sırada tüm gücünü kullanarak artık dünyaya gözlerini açmaya niyetlenmiştir bir kere..
ne yapsak nafile..
biraz da olsa sunni sancıdan destek almaktayız, annesinin sunni sancıdan haberi olmadan
babası bilmekte tabi suni sancı duyulunca korkumuzun bir kat daha artacağını
çaktırmadan suni sancılarla hazırlamaktayız annemizi..
saat artık sabaha karşı 4.30 - 5.00 annemizi muayeneye götürür hemşire ve ebe teyzesi
biraz daha vaktinin olduğunu bize söylerler..
oğlum tabi antremana devam dünyaya gelme yarışında
o sırada babası güneşin doğuşunu annesine anlatmakta..
sigara üstüne sigara , yürüyüş üstüne yürüyüş..
annemiz içeride suni sancının verdiği acıyla inletmekte tüm koridorları
yoğun bakım katında olmamıza rağmen annesinin bağırmalarını kimse duymasın diye sanki hiçbir odada kimse yok..
artık sabah 7.30 güneş doğmuş gökyüzü ayaydın..
annemizi bir kez daha içeriye almışlar muayene olmaya..
oğlumuzun babannesi ile ananesi de onları beklemekte
babası da dedeleri ile hastanenin acil girişinde koridorda volta atmakta..
saat 07.45 de asansörün kapısı açılır açılmaaaaaz hastanede olduğumuzu unuturcasına MÜJDEEEEEEEEEEEEEEEEEE
bebeğimiiz geldi..
babası öyle bir fırladı ki asansörün kapısını açtığı gibi diğerlerini koridorda unutup annesinin ve oğlunun katında aldı soluğu.....
bir baktı ki anne hala içeride bekliyor bebeğimizi de oradan uçurmuşlar bile...
annemizin olduğu odaya da alınmadık bu arada..
yan odadan bağıra bağıra
-iyimisiiiiin hayatım ?
-iyiyim iyiyim hayatım merak etme ( o sırada annemizi giydirmeye çalışıyormuşlar )
oradan çıkıp oğlumuzun yanına gidiyoruz ki oğlumuz akça pakça bir halde yenidoğan odasında
tabi oraya da girmek ne mümkün dışarıdan ağlamalarını dinlemekle yetinildi..
azıcık kapıyı araladık hemşire teyzesi
-odamızın sıcak olması lazım girmeseniz daha iyi olur,
deyince kamerayı açıp ufak bir görüntü almakla yetindik ve doğruu annemizin yanına...
annemiz giyinip sandalyesine oturacakken kapıyı açıp girdi babası annesinin yanına kamerasıyla ve o anı ölümsüzleştirdi tıpki oğlunu da görüntülediği gibi..
annemizi odamıza geçerken hemşire teyzeleri de oğlumuzu odamıza almışlar tabi.
hep beraber odamıza girdik ve aslaaaaaaan oğlumuzu kucağımıza aldık ........
işteeee o ..........

doğumdan önceki son haftası (doğum öncesini 40 hafta varsayarsak)12/4/2008
0 yorum:
Yorum Gönder